Belçika’da Tartışmalı İhraç Kararı

1 Haziran 2015 Pazartesi

Avrupa ve Belçika’nın ilk başörtülü milletvekili Mahinur Özdemir, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni tezlerini kabul etmediği için partisinden ihraç edildi. Karar sonrası konuşan Özdemir, alınan bu kararda parti başkanının “başörtüsünden duyduğu rahatsızlığın” da etkili olduğunu düşündüğünü söyledi. Batılı tarihçiler de kararı düşünce özgürlüğü ve demokrasi açısından yanlış olarak değerlendirdi.

Ermeni lobisinin faaliyetleri çerçevesinde, 1915 yılında yaşanan tehcir olayı, her platformda Türkiye’nin karşısına çıkarılmaya çalışılıyor. Bu olumsuz tavır, olayların 100. yıldönümü nedeniyle 2015 içerisinde daha da arttı.

Sözde soykırımı 1998’de resmen tanıyan Belçika’dan ise bu süreçte Ermeni tezlerini destekleyen açıklamalar geldi; parlamentonun 30 Nisan’daki oturumunda 1915 olaylarında hayatını kaybeden Ermeniler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşuna katılmayan Avrupa ve Belçika’nın ilk başörtülü milletvekili Mahinur Özdemir ise gelişen tepkilerin sonunda partisinden ihraç edildi.

İhraca kadar varan süreç Özdemir’in mensubu olduğu Demokratik Hümanist Merkez Partisi lideri Benoit Lutgen’in “Eğer partimizde soykırım inkarcısı çıkarsa o saniyede kendini dışarıda bulur” açıklamasıyla başladı. Lutgen’in iki yıldır genel başkanlık koltuğunda oturduğunu belirten Özdemir, geçen yılki seçimlerde aldığı oy oranıyla Brüksel’de beşinci olmasına rağmen kendisine parti içinde görünür bir pozisyon verilmediğini söyledi. “Lutgen’in hem görevim çerçevesinde, hem de başörtümden dolayı bir rahatsızlık duyduğunu da biliyordum.” diye konuşan Özdemir, ardından kendisinden sözde soykırımı tanıdığına dair bir belgeye imza atmasının istendiğini söyledi. Özdemir, şöyle konuştu: “Haksız bir karar olduğunu düşünüyorum öncelikle. Çünkü parti de Belçika’nın pozisyonunu yani soykırım kelimesinin hukuki bir terim olduğunu kabul ediyor. Ben de Belçika’nın pozisyonunu hatırlattım. Buna rağmen benden Ermeni soykırımını kabul ettiğime dair bir evrak imzalamamı istediler. Ben de bunu kabul etmedim, dolayısıyla da böyle bir kararla tehdit edildim, ben de dik dururum ama böyle bir kararı kabul etmem dedim.”

Özdemir’in bu açıklamalarının ardından toplanan partinin etik komitesi Özdemir’i ihraç etme kararı aldı.

Avrupa’daki düşünce özgürlüğünü tekrar tartışmaya açan bu karar sonrası özellikle batılı tarihçilerden tepkiler geldi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Louisville Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Justin Mccarthy, Özdemir’in partisinden ihraç edilmesini “Bu karar demokrasinin bütün temel ilkelerinin çiğnenmesidir” sözleriyle değerlendirdi.

Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Norman Stone ise, Özdemir’e yapılan baskıları kabul edilemez olarak yorumladı; bu tür olayların Amerika’daki Ermeni diasporasının provokatif çalışmalarının bir sonucu olduğunu söyledi.

Bu arada, Belçika’da yaşayan Türkler de geçtiğimiz günlerde 1915 olaylarıyla ilgili ifade özgürlüğünün kısıtlanmasını protesto etmek üzere bir gösteri yaptı. Başkent Brüksel’deki “Beni de Dinle” isimli eylemde soykırım iddialarının, “hukuki ve tarihi dayanaktan yoksun olduğu” belirtildi.