Avrupa’daki İslam Karşıtlığı

2 Mart 2016 Çarşamba

Uzmanlar, İslam Geleneği ve Kültürünü Yok Etmenin Aşırılığı Beslediği Görüşünde…

Terör olayları sonrası uygulamaya konan güvenlik politikaları da, mülteci akınına tedbir olarak geliştirilen düzenlemeler de müslümanları etkiledi… Uzmanlar, özellikle yabancı imam - hatiplerin sınırdışı edilmesi uygulamasının, müslüman gençleri radikalizme itmesi tehlikesine de dikkat çekti… 

Avrupa’da müslümanlara yönelik ayrımcılık ve saldırılarda geçtiğimiz yıl büyük bir artış gözlendi… Önce Paris’teki terör saldırıları, ardından gün geçtikçe yoğunlaşan mülteci akını, müslüman karşıtlığını farklı bir boyuta taşıdı. 

Avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı toplantılarına katılmak üzere Viyana’da bulunan Almanya DİTİP Dış İlişkiler Müdürü Dr. Zekeriya Altuğ, islam geleneğini ve kültürünü yok etmenin aslında aşırılığı beslediğini söyledi. 

Zekeriya Altuğ; "Şunu görüyoruz, kendi geleneğinden, kültüründen uzak yetişen, büyüyen nesiller ya kendi kimliğini tamamen kaybediyor, suça bulaşıyor, ya da dindarın diyen kesimlerden aşırı dinci DAEŞ gibi örgütlerin ağına düşüyor bunları çok büyük endişeyle takip ediyoruz."

Altuğ, bazı Avrupa ülkelerinde çıkarılan tartışmalı islam yasalarını da gündeme getirdi ve bu yasalar yoluyla Diyanet’in gönderdiği din görevlilerinin gönderilmesinin doğurduğu tehlikeye dikkat çekti.

Altuğ; "Çünkü imamlarımızın gitmesi, gençlerimizin sahte imamların eline bırakılması manasını taşır işte internetten duyduğunu islam zannedecek, kaliteli, gerçekten dinini aktarabilen imamlar olmayınca gençlerimiz gelecek nesillerimiz nereden 3-5 cümle, kelime islam hakkında bir şey duyarlarsa onu gerçek zannedip ona dayanacaklardır bu da Avrupa’da aslında gerçekten bundan sonra dışlanmayı, ayrımcılığı, islamofobiyayı, ama aynı zamanda da müslümanlar arasında da ayrılıkları körükleyecektir."

Merkezi Belçika’da bulunan Thınkout isimli düşünce kuruluşunun Başkanı Bekir Güneş ise, terör olayları sonrası üretilen güvenlik politikalarının müslümanların haklarını kısıtladığını söyledi. 

Güneş; "Bu konudaki eleştirilerimizi çok farklı platformlarda biz dile getirdik, Avrupa Parlamentosunda, yaşadığımız ülke Belçika Parlamentosunda, şimdi burada da aynı konuyu dile getirmeye çalışıyoruz terör olayları bahane edilerek bizim haklarımız kısıtlanmamalı buna vurgu yapmaya çalışıyoruz, bu konuda negatif değişiklikler oldu o günden bugüne kadar."

Güneş, müslümanlara yapılan sözlü veya fizksel saldırılara yönelik caydırıcı bir ceza olmamasından da yakındı…  

Güneş; "Şimdi orada hukuksal boşluklar var,mesela çoğu yerde bir kişiye şahsen bir dava açamıyorsunuz, tazminat davası açabiliyorsunuz,  gerçekten caydırıcı bir ceza bulamıyorsunuz, orada çok hafifletici sebep bulunabiliyor, cezalar ertelenebiliyor. Bu konuyu Avrupa Parlamentosunda da söyledik, burada da söyledik, tabiki hukuksal düzenlemeler yapılması gerekiyor."