Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hollanda’da Hutbe İrad Etti

11 Temmuz 2019 Perşembe
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hollanda’da Hutbe İrad Etti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hollanda’nın Venlo kentinde yapımı tamamlanan ve bugün açılışını yaptığı Venlo Tevhid Camii’nde hutbe irade etti, Cuma namazı kıldırdı.

Allah’ın lütfuyla kardeş olan, aynı safta aynı duygu ve heyecanla bir arada bulunan aziz kardeşlerim! Cumanız mübârek olsun!

İslam’ın yegane gayesi tevhittir; insanoğlunun tek bir Allah’a iman etmesi, Resul-i Ekrem’e tabi olması, Kur’an-ı Kerim’e gönülden bağlanmasıdır. İslam, müminler arasında vahdeti yani birlik ve beraberliği emreder. Bunun içindir ki, Rabbimiz biz müminleri tek bir ümmet kılmıştır. Hep birlikte din-i mübin-i İslâm’a sımsıkı sarılmamızı istemiştir. Cenab-ı Hak bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Hep birlikte Allah’ın ipine, İslâm’a, Kur’an-ı Kerim’e sımsıkı sarılınız, tefrikaya düşmeyiniz, ayrılıp bölünüp parçalanmayınız.”

Kardeşlerim!

Müminler ancak kardeştir. Kardeşler arasında olması gereken tefrika değildir. Nitekim Yüce Rabbimiz Hucurât suresinde bizlere şöyle hitap etmektedir: “Müminler ancak kardeştir, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah’a takva ile yaklaşınız Allah’ın emrettiği bütün emirleri titizlikle yerine getiriniz. Yasaklarından uzak durunuz. Bunları yerine getiriniz ki, Allah’ın rahmetine, merhametine kavuşunuz. Umulur ki merhamet bulunursunuz.” Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise müminlerin halini şöyle tasvir etmektedir: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”

Kardeşlerim!

Hangi dine hangi etnik kökene mensup olursa olsun toplumun bütün fertleriyle iyilik ve adalet esasına dayalı ilişkiler kurmak İslam’ın temel prensiplerindendir. Doğuştan gelen farklılıklarımız, birbirimizle ayrışmaya değil kaynaşmaya, çatışmaya değil dostça geçinmeye vesiledir. Hazreti Ali efendimizin ifade ettiği bir sözü burada sizlerle paylaşmak isterim. Hazreti Ali buyuruyor ki, “İnsanlar ya dinde kardeştir ya da hilkatte, yaratılışta eştir.” Allah Rasulü Efendimiz Veda Hutbesinde, “Ey insanlar, biliniz ki babanız birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem’de topraktandır. Rabbiniz de birdir. Beyazın siyaha, siyahın beyaza, Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap olana hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.” İslam’la şereflenmiş bir Müslümanın hiç kimseye zarar vermesi, kötülük yapması asla mümkün değildir.

Bugün bazı toplumlarda Müslümanlara karşı nefret söylemleri, ayrımcılık gibi birlikte yaşamayı zedeleyen olumsuzluklar görülmektedir. Maalesef kimi İslâm toplumlarında da mezhepçilik, ırkçılık ve ideolojik sebeplerle iç çatışmalar yaşanmaktadır. Oysaki hak ve özgürlükleri hiçe sayan bütün yaklaşım ve uygulamalar, faili kim ve amacı ne olursa olsun reddedilmelidir. Bilhassa inanç ve ibadet özgürlüğüne yönelik her türlü şiddetin engellenmesi için herkes çaba göstermelidir. Unutulmamalıdır ki, hiçbir yanlış, selamet ve esenlik dini olan İslam’la özdeşleştirilemez; yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim ile sevgili Peygamberimizin sünneti ile asla bir arada zikredilemez.

Aziz Kardeşlerim!

Bugün burada aynı zamanda Beytullah’ın bir şubesi olan ve şu anda kubbesi altında bizi birleştiren Venlo Tevhid Camii’nin açılışını yapacağız. Bu kutlu mabedin kıyamet saatine kadar müminlerin birlikte Rahman’a secde ettiği bir mekân olarak daim olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yolda olmaları umulanlar bunlardır.” Bu âyet-i kerime bizlere öğretmektedir ki; camiler, mescitler sadece içinde namaz kılmak için inşa edilen mekânlar değildir. Camiler, sadece bedenlerimizi bir araya getiren, ama ruhlarımızın birbirinden habersiz olduğu mekânlar da değildir. Camiler, vahdet mekânlarıdır. Camiler, namazla birlikte Allah’ın huzurunda kalplerimizi birleştiren yerlerdir. Camiler ve mescitler, omuz omuza saf tutarken, birlikte kıyam ederken, birlikte rükû ve secdeye varırken sahip olduğumuz ümmet bilincini daima taşıyabilelim diye inşa edilen mukaddes mekânlardır. Camiler; elinden ve dilinden emin olunan “güvenilir mümin” şuurunu ve güzel ahlakı evlerimize, sokaklarımıza, mahallelerimize, şehirlerimize dalga dalga yayalım diye imar edilen kutsal mekânlardır.

Bu vesileyle bu güzel camimizin yapımında emeği geçen, maddi ve manevi destek veren bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum. Yaptıkları bu hayırlı çalışmanın Rabbimizin rızasını kazanmalarına vesile olmasını diliyorum. Geçmişten günümüze camilerimizin imar, inşâ ve ihyasına öncülük eden, destek olan, yardımda bulunanları, ibadet aşkıyla camilerimize hizmet edenleri hayırla yâd ediyorum. Kadınlarımızı, çocuklarımızı, genç-yaşlı bütün kardeşlerimizi bu mabetlerin huzur ikliminde buluşmaya davet ediyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun.