İstanbul’da Büyük Filistin Mitingi gerçekleştirildi

28 Ekim 2023 Cumartesi
İstanbul’da Büyük Filistin Mitingi gerçekleştirildi

İstanbul’da Büyük Filistin Mitingi gerçekleştirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen “Büyük Filistin Mitingi”ne katıldı. Mitingde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da dua etti.

Buradaki konuşmasında, mitinge katılanlara Filistin davasına sahip çıkarak Gazzeli mazlumlara umut oldukları için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu toprağı bize vatan olarak bırakan ecdadın tüm şehitlerini, gazilerini, kahramanlarını rahmetle anıyorum. Anadolu Selçuklu Devleti’nden Osmanlı’ya ve Cumhuriyet’e kadar vatan topraklarına hükümranlık mührümüzü vurduğumuz devletlerimizin kurulmasında ve yaşatılmasında emeği geçenleri minnetle yad ediyorum.” dedi.

“Zihnimizden, kalbimizden sökmek için her türlü fırıldağı çevirdiler”

Türk milletini, kanı kadar, canı kadar, sevdası kadar kendinden olan tüm bu topraklardan ne yazık ki ayırdıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Sadece fiziki olarak ayırmakla kalmadılar, zihnimizden ve kalbimizden sökmek için de her türlü fırıldağı çevirdiler. Milyonlarca insanımızın hayatını kaybettiği, milyonlarcasının evlerini bırakıp Anadolu’ya sığınmak zorunda kaldığı kara günlerden o aldığımız dersleri asla unutmamalıyız. Gazze’deki Filistinli kardeşlerimize destek için bir araya geldiğimiz şu muhteşem toplantıdan, bir daha asla yeni Gazzeler ortaya çıkmasına izin vermeme azmiyle ayrılmalıyız.”

“Türkiye sana borçlu olmadığı için Erdoğan böyle konuşuyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarihiyle, kültürüyle, coğrafyasıyla, medeniyetiyle, büyük bir devlet olduğunu belirterek, aynı zamanda Türkiye’nin sahip olduğu tüm vasıflarından yana asla bitmeyecek büyük tehditlerin, büyük projelerin hedefinde yer aldığını söyledi.

Ülkenin güneyinde, kuzeyinde, doğusunda, batısında ve hatta bunların ötesinde yaşanan hiçbir hadisenin, çıkan hiçbir krizin, kurulan hiçbir ittifakın, Türkiye üzerine oynanan oyunlardan bağımsız olmadığının bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Hamas terör örgütü değildir dedim ya, bundan İsrail çok rahatsız oldu. Ya zaten başka bir şey beklemiyorduk. Bunu söyleyeceğinizi biliyorduk ve bunu bildiğimiz için de açık ve net olarak ifade ettik. İnşallah ne diyoruz? La galibe illallah. Biz buna iman etmişiz. Buna imanımız var. Galip olan sadece Allah’tır. Dolayısıyla biz burada sadece Gazze’de yaşanan katliamı telin etmekle kalmıyoruz, onunla birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin de müdafaasını yapıyoruz. Sultan Abdülhamit oralarla az mı haşır neşir oldu. İsrailli yöneticilerin en üst seviyede dile getirdiği kavramların altını kazıyın, hepsinin içinden ülkemiz topraklarını da kapsayan bir ihanet haritası çıkar. 1947’de Gazze, Filistin buralar neydi, bugün ne? Ya İsrail, sen buralara nasıl geldin? Nasıl girdin? Sen bir işgalcisin, sen bir örgütsün. Dolayısıyla Türk milleti bunu biliyor. Batı sana borçlu ama Türkiye’nin sana borcu yok. Onun için bu kadar rahat konuşuyoruz. Türkiye sana borçlu olmadığı için Erdoğan böyle konuşuyor.”

Ne yazık ki Batı’nın her ülkesinin İsrail’e borçlu olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Borçlu oldukları için de konuşamıyorlar, seni ziyarete geliyorlar. Ziyarete gelerek, senden adeta af diliyorlar. Ya bizim böyle bir derdimiz yok. Biz mazlumlardan yanayız.” ifadelerini kullandı.

“Ey Batı, siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesini mi estirmek istiyorsunuz?”

“Dün Ukrayna-Rusya Savaşı’nda katledilen siviller için timsah gözyaşları dökenler, bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce seyrediyor.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da ölenler için gözyaşı döktünüz de Gazze’de ölen bu yavrular kim? Niçin sesiniz çıkmıyor? Ey Batı, size sesleniyorum, siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesini mi estirmek istiyorsunuz? Eğer böyle bir gayretin içindeyseniz biliniz ki bu millet ölmedi, bu millet dimdik ayakta. Yine aynı şekilde, aynı kararlılıkla Libya’da neysek, Karabağ’da neysek, bilesiniz ki Orta Doğu’da oyuz.” diye konuştu.

“Gazze’de yaşanan katliam topyekun Batı’nın eseridir”

Cumhurbaşkanı olarak milleti çok sevdiğini söyleyen Erdoğan, “Milletimize feda-yı can etmeye hazırız. Milletimizle beraber bu yolda ilerlemeye her an hazırız. Çünkü tarihte nasıl destanlar yazdıysak, bu millet yeni destanlar yazmaya da Allah’ın izniyle hazırdır. Bunlar dediğimizin kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? Amerika’sıyla, Avrupa’sıyla, iplerini onların tuttuğu tüm piyonlarıyla, merhum Mehmet Akif’in ‘tek dişi kalmış canavar’ diye tarif ettiği Batı’dan bahsediyorum. Gazze’deki katliamın da en büyük sorumlusu işte bu Batı’dır. Varlıklarına kendi evlerinde bile tahammül edilemeyen kimi vicdanlı sesleri bir kenarda tutacak olursak, Gazze’de yaşanan katliam topyekun Batı’nın eseridir. Yahu o yavrunun, annesinin saçlarına sarılıp ‘Annemi ben saçlarından tanırım.’ deyişini bir kenara koyabilir miyiz?” diye konuştu.

Batı’ya yönelik eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:

“Çocuk katillerine verdikleri tam desteği demokrasi, insan hakları, adalet gibi kavramlarla gizlemeye çalışmaları da ayrı bir komedidir. Herkes biliyor ki İsrail bölgede sadece günü geldiğinde feda edilecek bir piyondur. Daha düne kadar uğradıkları mezalim üzerinden dünyayı ayağa kaldıranların bugün sergiledikleri sınırsız zalimliği başka türlü izah etmek mümkün değildir. Bölgede oynanan oyunun asıl sahipleri, İsrail yönetiminin şımarıklıklarına kol kanat gerenlerdir. Çünkü İsrail onlara rağmen adım atamaz. Atmaya kalksa bile üç gün dayanamaz, çöker.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, “Batı dünyası Gazze’deki çocuk, kadın, masum katliamını meşrulaştırmak için siyasetçisinden medyasına seferber oldu. İsrail tam 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. Şimdi İsrail, biz de seni ‘savaş suçlusu’ olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içindeyiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz ve ‘savaş suçlusu’ olarak İsrail’i dünyaya tanıtacağız. Ama Batılı liderler bırakın buna tepki göstermeyi, İsrail’e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Davos’ta yaptığı çıkışı hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

“’Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.’ demiştim. Bunlar öldürmeyi iyi biliyor. Dün birbirlerini gırtlaklıyor, Yahudileri gaz odalarında topluca yok ediyor, attıkları atom bombasıyla içindeki insanlarla birlikte şehirleri haritadan siliyorlardı. Kardeşlerim, şu anda aynı zihniyet bugün de Gazze’de. Daha önce Karabağ’da, Bosna’da, Irak’ta, Suriye’de, Arakan’da, Afrika’nın pek çok yerinde bu zulümleri gördük. Vahşetin doğrudan veya dolaylı failidir bunlar. İşte bunun için Gazze, sadece orada hayata tutunma mücadelesi verenlerin değil, hepimizin meselesidir.”

“Gazze’de işlenen insanlık ve savaş suçlarına ortak olmayın”

Bu meseleyi insani ve İslami seviyenin dışına çıkartmaya çalışanlara da bir çift sözü olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kendi küçük siyasi oyunlarını, köhnemiş tarihi hesaplarını, hastalıklı taassuplarını Gazze'deki mücadelenin önüne geçirenlere diyoruz ki yapmayın. Gazze'de öldürülen veya her an öldürülme tehdidi altında yaşayan masum çocukların, kadınların, erkeklerin vebaline girmeyin. Gazze'de işlenen insanlık ve savaş suçlarına ortak olmayın. Yakın geçmişte Irak'ta, Suriye'de coğrafyamızın diğer köşelerinde yaşananlardan ders alın." diye konuştu.

“Yaralanan 19 bin 734 Gazzelinin sığındığı hastaneleri vuran bir vahşetle karşı karşıyayız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı saldırılardan bu yana şehit olan çocukların sayısının 3 bin 600’ü, şehitlerin tamamının sayısının da 7 bin 700’ü bulduğunu belirtti. Şehit edilenler arasında 500 sağlık çalışanı, 25 gazeteci, 38 de Birleşmiş Milletler görevlisinin yer aldığını belirten Erdoğan, “Yaralanan 19 bin 734 Gazzelinin sığındığı hastaneleri vuran bir vahşetle karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sabır ve kararlılık öyle bir haslettir ki aynı noktaya vuran su damlalarının yaptığı gibi mermeri bile deler. Filistin direnişi, Gazze’deki son hadiselerle geçmişte yaşadığı sıkıntıları aşarak işte böyle bir cesaret hikayesine dönüşmüştür. Esasen bu ruh ve heyecan, Filistin halkında hep vardı. Sadece İsrail’in ve onu destekleyenlerin orantısız saldırıları ile bölge ülkelerinin geçmişteki dirayetsiz tutumları yüzünden Filistin halkı ihtiyaç duyduğu ve hak ettiği desteği alamıyordu.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlık tarihinin hiçbir döneminde zalimin zulmünün sonsuza kadar sürdüğünün baki olmadığını, İsrail'in 75 yıldır kesintisiz her gün sürdürdüğü zulmün de bir gün biteceğini dile getirdi.

Kendi evleri yanmaya başladığında sırtını dayadığı Batılıların çekip gideceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in, bu coğrafyada 75 yıldır zulmettiği insanlar ve onların kardeşleriyle baş başa kalacağını vurguladı.

İsrail yönetimine çağrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi, İkinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi, başı dara düşen her mazlumla birlikte bu insanların da umudu olacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz günlerde İsrail yönetimine yaptığım çağrıyı burada bir kez daha ifade ediyorum; Boyunuzu da çapınızı da yüreğinizi de aşan zırvalarla, tavırlarla, sözlerle, Türk milletinin merhamet duygularını törpülemeyin. Emin olun tıpkı atalarınız gibi sizler ve sizlerin de çocukları ileride buna ihtiyaç duyacak, Türkiye’ye ihtiyaç duyacak. O gün size uzanacak elleri yana düşürmemek için gelin bugün bize kulak verin. Gelin bugün mazlumlara yardım ulaştırma talebimize, barışı tesis etmek için diyalog kapılarını açma çağrımıza kulak verin. Gelin bugün kendinizin ve çocuklarınızın geleceği için belki de hayatınızda ilk defa hayırlı bir adım atın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adil bir barışın kaybedeni olmayacağına olan samimi inançla hareket ettiklerini, muhataplarını da aynı anlayış etrafında buluşmaya çağırdıklarını belirtti. 

“Bu çocukların, bu kadınların, bu Gazzeli’nin ahı sizi bir gün vuracaktır”

İsrail-Filistin çatışmasında sivillerin öldürülmesine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail'in insan öldürme noktasında en ufak bir derdi yok. Çünkü açık ve net 'Biz öldürmeyi iyi biliriz.' öyle diyorlar. Ama bilesiniz ki bunun bedelini eninde sonunda ağır ödeyeceksiniz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bu çocukların, bu kadınların, bu Gazzeli'nin ahı sizi bir gün vuracaktır.” şeklinde konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, dua etti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da abluka altındaki Gazze için dua ederek, şu niyazda bulundu:

“İlahi Ya Rabbi! Azgın ve zalim bir topluluk tarafından başlatılan hayasızca bir işgale karşı bu meydanda toplandık. Zulüm ve haksızlıklar karşısındaki duruşumuza Sen şahitsin. Bu onurlu ve asil mevziimizde bize güç ver! Nusretinle bizleri teyit eyle Allah’ım!

İlahi Ya Rabbi! Mukaddes belde Kudüs, bugün siyonistlerin işgali altında en büyük acıları yaşıyor. Eşi görülmemiş katliamlar yapılıyor. Yetimler yurduna dönen Gazze ve Filistin kan ağlıyor. Kudüs’e, Gazze’nin masum ve savunmasız mazlumlarına imdat eyle Ya Rabbi!

Allah’ım! Hz. İbrahim’den Hz. Süleyman’a kadar birçok Peygamberin tevhit, hukuk, adalet ve ahlak mücadelesini verdiği o kutlu şehirde şimdi kan ve gözyaşı akıyor. Tüyü bitmemiş bebekler, masum çocuklar, savunmasız kadınlar, yaşlılar hunharca katlediliyor. Bir millet topyekun soykırıma tabi tutuluyor. İnsanı insanlığından utandıran bu tablodan kurtulabilmek için bizlere metanet ve dirayet ver Allah’ım!

İlahi Ya Rabbi! Müslümanlara basiret ve feraset ihsan eyle. Yüreklerimizi dağlayan bu acılardan güçlü bir vahdet şuuruna erişmeyi, hep birlikte nice zaferlere ulaşmayı bizlere lütfeyle Allah’ım!

Ya Rabbel Alemin! Bizleri Peygamberler emaneti ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya varis eyle. Kudüs’e sahip çıkmaktan, Mescid-i Aksa’yı savunmaktan, Gazze’nin sesi olmaktan, mazlumlara ve kimsesizlere ümit olmaktan bizi geri bırakma Ya Rabbi. Kudüs'ü yeniden selam ve eman yurduna dönüştürebilmemiz için bizlere yardım eyle Allah’ım!

Ya Rab! Milletimizin ve Müslümanların geleceğine kasteden her türlü dâhili ve harici fitne ve fesada, hile ve tuzağa karşı bizleri uyanık eyle. Dünyayı yaşanmaz hale getiren zalimlere, ümmetin birliğini, dirliğini bozmak isteyen hainlere karşı koyabilmek için bizlere güç ve kuvvet ihsan eyle Allah’ım!

Ya Rab! Asırlardır Din-i Mübin-i İslam’a hizmet etmiş, hep zalimin karşısında mazlumun yanında durmuş, kimsesizlerin, gariplerin, ezilenlerin umudu olmuş aziz milletimizi, kahraman ordumuzu ve tüm güvenlik güçlerimizi karada, havada, denizde, her yerde ve her zaman mansur ve muzaffer eyle Allah’ım.

Ya Rab! Geçmişten bugüne i’lay-ı kelimetullah için mücadele veren, başta miracın şehri Kudüs olmak üzere vatan ve mukaddesat uğruna canlarını feda eden, Malazgirt’ten Çanakkale’ye, milli mücadeleden günümüze bütün şehitlerimize rahmet eyle, ruhlarını şad eyle, onları Sevgili Peygamberimizle (s.a.s.), Bedir ve Uhud şehitleriyle beraber haşreyle Ya Rabbi. Cümlesini cennetinle ve cemalinle müşerref eyle Allah’ım!”