Regaib Gecesi dualarla idrak edildi…

19 Şubat 2021 Cuma
Regaib Gecesi dualarla idrak edildi…

Regaib Gecesi dualarla idrak edildi…

Regaib Kandili dualarla idrak edildi. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde yapılan “Regaib Kandili Özel” programı Diyanet TV’den canlı olarak ekranlara geldi. 

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 86 yıl sonra düzenlenen ilk kandil programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Zor durumda olan kardeşlerimizin yanında olalım. Yetimin elini tutalım. Öksüze sırdaş olalım. Mazlum ve mağdura kardeş ve tüm insanlığa iyilik yolunda rehber olalım.” dedi

Ramazan ayının habercisi ve üç ayların ilk kandil gecesi Regaib Kandili tüm yurtta dualarla idrak edildi. Tüm camilerde yatsı namazı sonrası düzenlenen programlara vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Programlarda, Kur’an-ı Kerim tilavetleri yapıldı, salavatlar getirildi, ülkemiz ve İslam alemi için dualar edildi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde düzenlenen ‘Regaib Kandili Özel Programı’na katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın kıldırdığı yatsı namazın ardından başlayan ve salgın kurallarına dikkat edilen programda, ilk olarak Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin dört mahfilinde dört müezzin sala okudu.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 86 yıl sonra düzenlenen ilk kandil programında konuşan Başkan Erbaş, "Fatih Sultan Mehmet Han'ın yadigarı Ayasofya Camii Şerifi'nden, Akşemsettin Hazretleri'nin kürsüsünden sizleri selamlıyorum. 'Regaib' kelimesi, 'bağış', 'ilahi ihsan' ve 'arzu edilen sevap' anlamında kulun Allah'a rağbet etmesini ve O'na yönelmesini' ifade etmektedir. Müslümanlar olarak her yıl, içtenlikle yaptığımız dualar, samimi tövbeler ve ibadetlerle ihya ederek huzur bulduğumuz Regaib Gecesi, bizlere tüm rağbetimizi rabbimize yöneltmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır." dedi.

Başkan Erbaş, insanın değerinin arzu ettiklerinde gizli olduğunu ifade ederek, “Arzularımız neye ise yönelişimiz onadır. İnsanın rağbet ettiği şeyler, Allah katındaki kıymetini gösterir. Arzu ve isteklerimiz aynı zamanda bizim istikametimizi belirler. Müminler olarak yönelişimiz Rabbimize olmalıdır. Arzumuz, O’nun rızası ve cennetini kazanmak olmalıdır. Onun istediği bir hayatı yaşamak, dünyamızı imar ederek ahiretimizi ihya edecektir. Rağbeti Rahman olanın ödülü günahlardan azade olmak ve ebedi saadete ermektir.” diye konuştu.

“Hayatımızı hayırda yarışmakla değerli kılalım”

Regaib gecesini sunulmuş son bir fırsat  gibi görmek gerektiğini dile getiren Başkan Erbaş, “Tüm istek ve arzumuzu Rabbimize ve onun rızasına yönelterek hayatımızı, davranışlarımızı ve istikametimizi kapsamlı bir muhasebeye tabi tutalım. Nerede olduğumuzu, nerede durduğumuzu, nasıl yaşadığımızı ve nereye doğru yol aldığımızı soralım kendimize.” ifadelerini kullandı.

İslam’ın Müslümanlara ‘zaman bilinci’ kazandırmak için hayatı zamana göre planladığını belirten Başkan Erbaş, “İbadetlerimizin çoğunu zamanla mukayyet kılmıştır. Namaz, oruç, zekât, hac, vb. ibadetler, hep zamanın kıymetini ve önemini hatırlatır bizlere. Nitekim Rabbimiz, “Bir işi bitirdiğinde başka bir işe yönel” ilahi fermanıyla müminin hayatında amaçsız bir anın olamayacağına dikkat çekmektedir. Öyle ise zor bir zamandan geçtiğimiz şu günlerde hayatımızı “hayırda yarışmak” ve “iyilik yolunda koşturmakla” değerli kılalım. Zira hayatı ve zamanı değerli kılacak şey iyiliktir. İyilik yapmak, hem kendimize hem de yeryüzüne huzur getirecektir. Nitekim Rabbimiz; Öyleyse hayırlarda yarışın, buyuruyor.” şeklinde konuştu.

“Zor durumda olan kardeşlerimizin yanında olalım”

Başkan Erbaş, insanın imtihan dünyasının sonunda Rabbinin huzuruna varacağını hatırlatarak, şunları söyledi:
“O’nun huzuruna iyiliklerle, güzelliklerle varmak gerekir. İyilik ve hayırda yarışmak, bir takva alametidir. Allah’a karşı sorumluluk şuurumuzun ifadesidir. Bizleri Allah’ın rızasına ve cennetine kavuşturacak olan değer, takva bilincidir. O’nun rızasını gözeterek yapacağımız iyiliklerdir. Allah bizden takva şuuru istiyor. Bizlere hayırda yarışmak ve iyilik yolunda koşuşturmak gibi bir sorumluluk yüklüyor. O halde içinde bulunduğumuz şu rahmet mevsiminde, zor durumda olan kardeşlerimizin yanında olalım. Yetimin elini tutalım. Öksüze sırdaş olalım. Yoksula yoldaş olalım. Mazlum ve mağdura kardeş ve tüm insanlığa iyilik yolunda rehber olalım.”

İnsanın Allah’a kulluktan uzaklaşmasının gayesini ve istikametini kaybetmesi anlamına geldiğine dikkat çeken Başkan Erbaş, “Kulluk; itaat ettiğimiz, boğun eğdiğimiz ve kendisine yöneldiğimiz yaratıcımıza karşı her türlü yanlış duygu, düşünce ve davranışı terk etmektir. Kulluk bizi var edip her türlü nimetle donatan Allah’ı anmak ve O’nun kudretini, azametini ve rahmetini her daim hatırlamaktır. Unutmayalım ki kişiyi gerçek huzura kavuşturacak olan tutum ve davranış işte budur.” diye konuştu.

“Allah’a gönülden iman eden bir mümin için asla ümitsizlik söz konusu olmaz”

İnsanlığın yaşadığı sıkıntılara işaret eden Başkan Erbaş, “İnsanlığın ve İslam âleminin savaşlarla, salgın hastalıklarla, kötülüklerle ve felaketlerle karşı karşıya kaldığı şu günlerde  bizlere düşen görev, sabrı kuşanmak, musibetler karşısında direnç göstererek ve zorluklarla mücadele etmektir. Asla yılmadan ve umutsuzluğa düşmeden istikamet üzere sebat etmektir. Sabır, azimle, yılmadan mücadele etmektir. Rabbimiz, şu imtihan dünyasında sabrı kuşanan, sabırda yarışan ve zor zamanlarda dayanışma içinde olan kullarını, ebedi âlemde sınırsız mükâfatlarla müjdelemektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

Başkan Erbaş, insanoğlu, fıtraten zayıf ve aceleci olması nedeniyle zaman zaman karamsarlığa ve ümitsizliğe sürüklenebildiğini ifade ederek, “Allah’a gönülden iman eden bir mümin için asla ümitsizlik söz konusu olmaz. Mümin, her halükârda Allah’a güvenir, O’na dayanır ve üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içerisinde olur. Bu durum, insanı hem dünyada hem de ahirette hüsrandan ve ziyandan kurtaracak yegâne çıkış yoludur. Her ne yaşarsak yaşayalım, hangi zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım Rabbimiz bize “her güçlükle beraber bir kolaylığın olduğunu” müjdesini veriyor.” şeklinde konuştu.

“Dua, sonsuz kerem sahibi olan Allah’ın huzurunda kendimize yer bulmaktır”

Mübarek günler ve vakitlerin, Allah'ın ihsan ve inayetini talep etmek için en güzel fırsatlar olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, “Bu gece ellerimizi semaya kaldıralım. Dualarımızı Allah’a rağbetimizin vesilesi yapalım. Dua, sonsuz kerem sahibi olan Allah’ın huzurunda kendimize yer bulmaktır. Dua, vermekle mülkünden hiçbir şeyin eksilmediği Yüce Rabbimizin huzurunda, insanın neyi, nasıl isteyeceğini bilmesidir. Dua, kulun kendisine verilenlerin farkında olarak ihsan sahibine şükretmesidir.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, duanın önemini anlatarak, “Unutmayalım ki kabul olmamış dua yoktur. Kâinat’ın Efendisi: “Kabul edileceğine gerçekten inanarak dua edilmesini istemiş” ve “Kul dua ettim de duam kabul görmedi deyip acele etmediği müddetçe duasının karşılık bulacağının’’ müjdesini vermiştir. İşte şu mübarek günler ve geceler, bizler için en güzel dua ve şükür vesilesidir. Bu geceyi ve mübarek üç ayları fırsat bilerek ellerimizi ve kalplerimizi Rabbimizin engin mağfiretine ve rahmetine yöneltelim.” diye konuştu.

“Rabbimiz bizden içten, samimi ve halisane bir tövbe istiyor”

Müminin günah ve hatalara karşı uyanık ve duyarlı olması gerektiğinin altını çizen Başkan Erbaş, “Bu bereketli mevsimde hata, kusur ve günahlarımızdan dolayı Rabbimize yönelerek kalplerimizi arındırmanın, ruhlarımızı temizlemenin çabası içerisinde olalım. Tövbeye sarılalım. Tövbe, Rabbimizle irtibatımızı yeniden sağlayan, kalplerimizi tezkiye eden ilahî bir ikramdır. İşte bundan dolayıdır ki Rabbimiz bizi tövbeye davet ediyor. Ve bizden nasuh bir tövbe istiyor. Yani içten, samimi ve halisane bir tövbe.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, İslam aleminin Regaib Gecesini tebrik ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gecemizin bizlere, İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bizleri her türlü musibetten, beladan ve salgın hastalıklardan emin kılmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Rabbim bu gece hürmetine, başta salgın hastalık sebebi ile vefat etmiş kardeşlerimiz olmak üzere, bütün geçmişlerimize ve vatan ve mukaddesat uğruna can veren aziz şehitlerimize rahmeti ile muamele eylesin. Onları cenneti ve cemaliyle müşerref kılsın.”

Programın sonunda İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı dua etti.