"Şehir ve Kapı"
Diyanet TV'de ekranlara gelen "Şehir Ve ..." belgeselinde "Şehir ve Kapı" konu başlığı ele alındı. Anadolu kültürünün ele alındığı belgesel serisinde "kapı" tasavvufi bakış açısıyla anlatıldı.
“Şehir Ve …” belgeselinde Anadolu kültürü çeşitli yönleriyle uzman konuklar tarafından izleyiciye aktarılıyor. Belgeselde Anadolu tarihi Göbeklitepe’den Harran Kalesi’ne ele alınırken Gastronomi dünyasının kapılarının açıldığı programda Gaziantep’ten Malatya’ya mutfak lezzetleri ve Anadolu’nun eşsiz yemekleri ekranlara getiriliyor.
Mimar Nil Aynalı Yeğler, "kapı"nın anlamı hakkında şunları söyledi:
"Kapı, bir tür eşiktir. İç ve dışı tarif eder. Hem dışarıda bırakan, aynı zamanda da içeri kabul eden bir eşiktir. Kapı 'mertebe düşüncesi'nde her bir mertebenin arasındaki berzah gibidir. Çünkü ne bir duvardır ne de bir penceredir. 'Kapı, iç ve dış arasında bir berzahtır.' diyebiliriz."
Prof. Dr. Ahmet Kalkan ise kapı hakkında şu düşüncelere yer verdi:
"Mutasavvuflar, hepsi birer birer kapı çizmişler. Bizlerin de kapıları var. Biz, her daim bir kapının önündeyiz. Bir müddet sonra, kapının arkasına geçiyoruz. Bizim yarışımız bu şekilde devam ediyor. Mezara kadar giden bir mücadelemiz var. Mezar, bizim bu dünyadaki son kapımızdır. Ahiret hayatına geçiştir. Zenginliğin ve ilmin de bir kapısı vardır. Kapının, her daim bizim hayatımızda yeri var. Burada da durmamak lazım. Kapıya dokunmak lazım ve kapının önünde çok beklememek lazım. Mümkünse kapıyı iterek öbür tarafına geçmek lazım. Çünkü bizi başarıya götürecek olan budur. Yunus Emre, Tapduk Emre'nin kapısına varıp eşiğine yatmıştır. Oradan kabul edildikten sonra Yunus, yolculuğuna devam etmiştir. Kapıları bir bir açmıştır. Kapı, bizim hayatımızda, kültürümüzde, tasavvuf geleneğimizde hep olagelmiştir."
"Şehir Ve ..." yeni bölümleriyle her Pazar saat 20.30’da Diyanet TV’de…
