729 Yıllık Ahi Şerafeddin Camii

2 Nisan 2019 Salı

Medeniyet coğrafyamız içerisinde yer alışı 1073’le başlayan Ankara, o ilk kavuşma dönemini hatırlatan İslam yapılarını asırlardır bağrında taşıyor. Samanpazarı’ndaki Ahi Şerafeddin Camii de bunların en önemlilerinden biri. Selçuklu mimarisine sahip mukaddes eser, minberi, mihrabıyla baştan aşağı tarih kokuyor. Adeta tarihi tekrar yaşatıyor.

Tarihi cami, minber tasarımı, mihrabı ve ahşap yapısıyla görenleri büyülüyor

Dikdörtgen biçiminde, gösterişsiz ve sade, iç donanımı ile Selçuklu camilerinin en güzel örneklerinden biri. Ecdadın dine ve camilere verdiği önemin tezahürü nadide yapılardan olan Ahi Şerafeddin Camii, 729 yıldır dimdik ayakta duruyor. Tavanı ahşap işlemeli olan camide, çivi yerine, ahşap geçme tekniği uygulanmış. Doğu, batı ve kuzey cephelerinde olmak üzere üç kapısı bulunan caminin, kuzeyde bulunan kapısı taç kapı hüvviyeti taşıyor. 

24 adet ahşap direk üzerine duran caminin tavan bölmesinde kainatı simgeleyen, ahşaptan yapılmış bir de zincir yer alıyor. Mihrabın en üst kısmı insan nefsini ifade eden ejder motifiyle süslenmiş. İmanı simgeleyen gül bahçesi deseni mihrabın ortasında yer alırken, Ayet-el Kürsi de mihrabın her bir köşesine işlenmiş.

Caminin ceviz ağacından yapılmış minberi, yan aynalıkları ve şerefe altıyla, kündekârinin başarılı bir örneğini teşkil ediyor. Minber korkuluğunun ortasındaki yazıtların birisinde ise “Allah’ın affediciliği” zikrediliyor. 

Roma ve bizans dönemlerine ait pek çok işlemelere yer verilen minare ise klasik tuğla dokusuyla yapılmış. Caminin kuzey kapısı girişindeki musalla taşı da 729 yıldır aynı yerinde muhafaza ediliyor.