Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Mekke’de Basın Mensuplarıyla Bir Araya Geldi

7 Ağustos 2019 Çarşamba

Hac İdare Merkezi’nde gerçekleştirilen kahvaltılı toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Mekke’nin vahyin ve tarihin merkezi, geçmiş ve geleceğin buluştuğu bir yer olduğunu ifade ederek, “Peygamber efendimizle birlikte insanlık tarihinin en büyük ve muhteşem ahlak ve hukuk dönüşümü bu şehirde gerçekleştirilmeye başlandı” dedi.

Başkan Erbaş, 14 asır önce cahiliyenin, cehaletin esir aldığı bu şehrin Hazreti Peygamberin ve vahyin gelişiyle kısa sürede merhamet ve adaletin merkezi olduğunu belirterek, “Burada bulunduğumuz zamanı vesile kılarak, bu kadar kısa süre içinde, nasıl bir bedevi, cahili ve kabilevi toplumdan yeryüzünün en erdemli, adil ve en güzel toplumunun inşa edildiğini tefekkür etmemiz gerekiyor. Bunu anladığımızda bugün devasa krizlerin, bunalımların girdabında kaybolan insanlığın çıkış yolunu da bulmuş olacağız.  Zira cahiliye sadece tarihte bir dönemin adı değil, iflas eden bir çağın, tükenen insanlığın, değerlerini kaybeden bir mantığın, kaybolan insanlığın adıdır” diye konuştu.

Başkan Erbaş, haccın insanlığın adeta fabrika ayarlarına dönüş imkânı ve öze dönüş fırsatı olduğunu kaydetti.

Haccın, İslam’ın en kapsamlı ibadeti olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, “Hac, her bir uygulamasının ifade ettiği mana ile Müslüman hayatının temel ilkelerini bünyesinde toplayan bir ibadettir. Bireysel, sosyal ve evrensel düzeyde İslam düşünce ve ahlakının bir arada yaşanarak canlı tutulmasıdır” ifadelerini kullandı.

“Hac, tövbe ve dua zamanı, rahmet ve mağfiret iklimidir”

Başkan Erbaş, haccın mümin yürekler için taşıdığı manaya dikkat çekerek, yürekleri Allah ve Rasulünün sevgisi ile yanıp tutuşan mü’minler için en büyük özlem, vuslat ve heyecan olan hac; mübarek bir yolculuk, kutlu bir ibadet, büyük bir arınma mevsimidir. Kardeşlik ve dayanışma ifadesidir. Ümmet bilincinin yeryüzüne ilanıdır. Tövbe ve dua zamanı, rahmet ve mağfiret iklimidir” şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, sayısız hikmetleri ve güzellikleri içinde barındıran hac yolculuğunun, bir müminin hayatına değer katması için anlamak, arınmak ve adanmak olmak üzere üç temel esası olması gerektiğini söyledi.

“Hac, anlam arayışıyla hakikatin künhüne vakıf olmaktır”

Haccın insan için bir anlam arayışı ve bir okul olduğuna değinen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Hac anlam arayışıyla hakikatin künhüne vakıf olmaktır. Bu manada hac bir eğitimdir. Bir okuldur. Bize İslam’ın temel ilke ve değerlerini hem teorik hem de pratik olarak öğreten bir mekteptir. Mikat, ihram, tavaf, safa, merve, sa’y, tıraş olmak, ihram yasakları, vakfe, şeytan taşlama gibi birçok sembol ile öne çıkan hac ibadetinde asıl önemli olan her sembolün ifade ettiği büyük manayı idrak edebilmektir. Bunu başardığımızda biz haccı anlamış ve yaşamış oluruz.  Hac, bu semboller üzerinden bize varoluşu, yaratılış gayesini, kulluk bilincini, insani değerleri, güzel ahlakı öğretmektedir. Bu bilgi ve bilinç ile hac yapılırsa dünyaya güzellik katacak, ahirette karşılığı cennet olacaktır.”

Başkan Erbaş, konuşmasında Hazreti Peygamberin “Mebrur bir haccın karşılığı ancak cennettir” buyurduğunu hatırlattı.

Haccı irşad için önemli bir fırsat olarak gördüklerini dile getiren Başkan Erbaş, “Başkanlığımız üst düzey görevlilerinden ve ilahiyat Fakültelerimizden 48 kişilik özel bir irşat ekibimiz var. 422 kadın irşat görevlimiz var. Yine 362 kafile başkanı ve 1746 din görevlisi hocamızla irşad faaliyeti yürütmekteyiz” dedi.

“Hac, güzel ahlakın tahkim edildiği bir yolculuk ve ibadettir”

“Hac arınmaktır, bağışlanmaktır, gufrana bürünmektir” değerlendirmesinde bulunan Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

“Hac, müminin kendi hayatı, hayalleri ve hataları ile yüzleşerek kötülük adına ne varsa, kalbinden ve hayatından çıkarmasıdır. Hacı adayının kendi iç dünyasına doğru yaptığı nedamet, tövbe, azim ve kararlılık ekseninde bir yolculuktur. Âlemlerin rabbine yönelerek samimi tövbe, dua ve yakarışlarla kendini affettirmesidir. Hac yeniden doğuştur. Peygamber efendimiz, makbul bir hac ile insanın bütün günahlardan arınarak annesinden doğduğu gibi tertemiz olacağını müjdelemiştir. Hac, kardeşlik, dayanışma, paylaşma gibi değerlerin ve güzel ahlakın tahkim edildiği bir yolculuk ve ibadettir. Nitekim mü’min, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.”

Başkan Erbaş, Müslümanların inanç, ahlak ve gelecek adına iki büyük evrensel ilkeye ve ahlaka sahip olduğuna vurgu yaparak, “Birincisi Allah’a kullukta buluştukları tevhit inancıdır. İkincisi de kardeşlikte buluştukları vahdet inancıdır. Müslümanların daha iyi bir hayat ve gelecek kurmalarının yegâne yolu bu iki ilkeyi hakkıyla hayata hâkim kılabilmektir” diye konuştu.

“Hac, kardeşlik kongresi ve evrensel bir şuurun yaşanmasıdır”

Haccın tüm Müslümanların arasındaki kardeşlik bağları açısından taşıdığı öneme işaret eden Başkan Erbaş, şunları söyledi:

“Hac, adeta Müslümanların, her yıl iman ve tevhid ekseninde buluştuğu, kardeşlik kongresi ve evrensel bir şuurun yaşanmasıdır. Burada yeryüzünün her yerinden gelen kardeşlerimizle bir ailenin fertleri gibiyiz. Burada daha yakından müşahede ediyoruz ki, dillerin ve renklerin farklılığı Allah’ın ayetlerindendir. İşte İslam coğrafyasında ırk, mezhep, meşrep ve ideoloji üzerinden çıkartılmak istenen tefrika ve kavgayı önlemenin yolu, burada yaşadığımız kardeşliği ve vahdeti gittiğimiz her yere götürmektir. Zira omuz omuza tavaf eden, yan yana kıyama duran insanların döndüklerinde birbirlerine karşı tefrikanın ve kavganın bir parçası olması düşünülemez.”

Başkan Erbaş hacca duyulan hasretin tabi sonucunun müminin hayatını hakka, hakikate, iyilik ve ibadet yoluna adaması olduğunu vurguladı.

Başkan Erbaş, dünya üzerinde korkunç silahlarla katliamların yapıldığı, devasa servet sahipleriyle, yiyecek bir şeyi olmayan yoksulların aynı havayı teneffüs ettiği bu çağda, Allah’ın hac nasip ederek misafirliğine kabul ettiği müminlere, yeryüzünü imar etme adına büyük görevler düştüğünü söyledi.

Başkan Erbaş, ibadetlerin müminin hayatındaki yansımasına dikkat çekerek, “İbadetler, kendimizle, çevremizle, toplumla, tabiatla ilişkimizi ahlak, merhamet ve sorumluluk ekseninde tutarak bize rehberlik etmektedir. İbadetlerin hayata dair yönünü göz ardı ettiğimizde ibadetin hem hikmetinden hem de faziletinden uzaklaşmış oluruz” şeklinde konuştu.

"Hac için yapılan eğitimlerde çevre bilinci konusuna dikkati çektik"

Başkan Erbaş, haccın hayatın tamamını kuşatan ilkeler ile güzel ahlakı birleştiren bir ibadet olduğunun altını çizerek, bu yıl hac organizasyonunda da çevre bilinci konusundaki hassasiyete dikkati çekmeye çalıştıklarını belirtti.

Hac ibadetinin yapıldığı mekanlarda zaman zaman atık ve çöpler açısından hoş olmayan görüntülerle karşılaşıldığına işaret eden Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

"Çevre bize Allah'ın emanetidir. Çevreye kötülük ederek Allah'a hakkıyla kulluk edilemez. 'Sıfır Atık Sıfır İsraf' projesi ve 'İslam'da Çevre Ahlakı' isimli 40 sayfalık broşür hazırlayarak yaklaşık 2 bin 500 görevlilerimize dağıttık. 85 bin hacımıza ise '2019 Hac Organizasyonu Hac yolculuğu ve Çevre Ahlakı' isimli broşürle onları bilinçlendirmeye ve çevre bilinci noktasında farkındalık oluşturmaya çalıştık."

“İsrafın, dünyayı topyekûn kaos ve kargaşaya sürüklemesi kaçınılmazdır”

Başkan Erbaş, müminlerin sosyal çevre ile ekolojik çevreye karşı sorumluluklarının emanet, güzel ahlak ve salih amel gibi değerler etrafında şekillendiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Ne yazık ki günümüzde çevreye yönelik, yarınları düşünmeden sorumsuz, umarsız ve hoyratça bir yaklaşımı müşahede etmekteyiz. Bu bağlamda, kullanmaktan vazgeçtiği her şeyi çöp olarak algılayıp gelişigüzel şekilde atan bir yaklaşım aynı zamanda bir ahlak sorunudur. Bugün dünya; insan-teknoloji-çevre ilişkisini sorumluluk, emanet, güzel ahlak ve salih amel bağlamında yeniden tahkim etmezse, çevresel krizlerin, küresel ifsat ve israfın, yaşadığımız dünyayı topyekûn kaos ve kargaşaya sürüklemesi kaçınılmazdır.”

Tüm hacı adayları Mekke’de

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her yıl olduğu gibi bu sene de, 82 bini aşkın vatandaşın, her yönüyle en güzel şekilde hac ibadetini yerine getirmeleri ve evlerine dönmeleri için azami gayret gösterdiklerini ifade eden Başkan Erbaş, “Bu sabah itibariyle bütün hacı adaylarımız Mekke’ye geldiler. Ülkemizde ve Medine’de hacı adayımız kalmadı” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, Arafat hazırlıklarıyla ilgili bilgi vererek, “Haccın zor ve meşakkatli alanlarından biri olan Arafat için hazırlıklarımızı tamamladık. Arafat çadırlarımızı oldukça kaliteli, klima ve halılarıyla donanımlı şekilde inşa ediyoruz. Kısa süreli kalıyor olsak da, Arafat’a sahra hastanesi kuruyoruz. Yürüyemeyecek kadar hasta ve yaşlı hacılarımızın intikallerini tamamen araçla sağlıyoruz” diye konuştu.

 "Hac sigaranın bırakılması için bir fırsat"

Başkan Erbaş, bu yıl hac ve umre organizasyonlarında sigara içmeyen din görevlilerinin tercih edildiğini, hac ibadetinin vatandaşların sigarayı bırakabilmesi adına önemli bir imkan olduğunu söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” sloganıyla yürüttüğü “Vekaletle Kurban Organizasyonu”nun 149 ülkede yapılan organizasyon kapsamında milletin emanetlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını ifade etti.

En yaşlı hacı adayı

Başkan Erbaş basın toplantısının ardından aynı yerde bu yıl Mersin'den hac görevi için Mekke'ye gelen, nüfus kayıtlarında 1 Temmuz 1922 doğumlu görünen ancak gerçek yaşı 105 olan Fikriye Çam ile buluştu.

Toplantıya, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Osman Tıraşçı, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Remzi Bircan ve Cidde Din Hizmetleri Ataşesi Süleyman Sarı da katıldı.