Diyanet, İslam Ülkeleri Büyükelçilerini İftar Sofrasında Buluşturdu

28 Mayıs 2018 Pazartesi
Diyanet, İslam Ülkeleri Büyükelçilerini İftar Sofrasında Buluşturdu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam ülkelerinin Ankara büyükelçileriyle, Diyanet İşleri Başkanlığının yemekhanesinde hazırlanan iftar sofrasında bir araya geldi.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İslamofobi endüstrisiyle oluşturulmaya çalışılan korku ve nefretin, hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik topyekun düşmanlığa dönüşme potansiyeli taşıdığını belirterek, "Aklıselim ile önlem alınmazsa huzur ve güvenlik, birlik ve bütünlük açısından daha zor zamanların yaşanması endişesi de açıktır." dedi.

Başkan Erbaş, yüce Allah'ın insanları birbirlerine kardeş kıldığını ifade ederek, "Bizler de kardeşlik ahlakına ve hukukuna göre ilişkilerimizi oluşturmak ve geliştirmek yoluna gidiyoruz. Esasen yaşadığımız dünyanın şartları da bu kardeşliği hayatın bütün alanlarında güçlendirmeyi zorunlu hale getirmektedir" diye konuştu.

Son yıllarda ramazanların coşkuyla, iftarların huzurla, bayramların da sevinçle yaşanamadığını dile getiren Başkan Erbaş, "Bu sene de İslam dünyası olarak büyük bir hüzün ve hicran içinde ramazan iklimini idrak etmeye çalışıyoruz. İslam coğrafyasının Gazze, Doğu Guta, Şam, San'a, Kabil, Trablus, Mogadişu, Myanmar ve Arakan gibi şehirlerinden bugün acı ve gözyaşı içinde feryatlar yükselmektedir" ifadelerini kullandı

Başkan Erbaş, insanlığın kadim şehri, selam yurdu ve İslam'ın ilk kıblesi Kudüs'ün barbarca bir işgalle karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlığı, vicdanı, ahlakı, uluslararası hukuku hiçe sayan gözü dönmüş bir anlayış, Kudüs’te tam bir vahşet uygulamaktadır. Mahzun Filistin'in mazlum çocuklarına karşı işgalci güçler büyük bir zulüm yapmaktadır. Bu, bir insanlık suçudur. Bunu şiddetle telin ediyorum. Kudüs, Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır. Kudüs'ün izzeti çiğnenirken, insanların yaşama, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca müdahale edilirken, vahiyle kutsanan şehirde ezanlar susturulurken duyarsız kalanlar, insanlık vicdanında mahkum, tarihin ve geleceğin önünde mahcup olacaklardır."

Filistin ve Kudüs'ü işgal edenlerin, dünyayı savaş ve kargaşaya sürükleyenlerin insaf, vicdan, hukuk ve insan hakları gibi değerlerin hiçbirini umursamadığının ortada olduğunu belirten Başkan Erbaş, bu noktadaki yegane çözümün, ümmetin bir araya gelerek zulme ve işgale engel olması olduğunu kaydetti.

“Kudüs’te masum insanları katleden zalimler, ümmetin dağınıklığından cesaret almaktadırlar”

Başkan Erbaş, "Zira bugün Kudüs’te masum insanları katleden zalimler, ümmetin dağınıklığından cesaret almaktadırlar" şeklinde konuştu.

Müslümanların ümmet bilinciyle iman kardeşliğini pekiştirmek zorunda olduğunu vurgulayan Erbaş, zorlukları hep beraber aşmanın çarelerini aramak, beraberliği zedeleyen ve gücü zayıflatan fitnelere fırsat vermemek, coğrafyayı kan ve gözyaşı diyarına çeviren zalimlere engel olmak için Müslümanların birliğini güçlendirmek zorunda olduklarını söyledi.

"İslam'ın bir arada yaşama hukukunu tesis etmeye mecburuz"

Başkan Erbaş, İslam coğrafyasında etnik, mezhep, meşrep ve ideoloji üzerinden fitne, kargaşa ve kavga çıkarılmaya çalışıldığını, siyasi ve askeri gerilimlerle İslam dünyasının telafisi zor süreçlere sürüklendiğini dile getirdi.

"Din kisvesi altında dini değer ve kavramları süfli emellerine alet eden ve gerçekte hepsi birer proje ürünü olan terör örgütleri, fitne, tefrika ve kavga üretmekte, insafsız ve vicdansız uygulamalarla Müslümanların beldelerini kan ve gözyaşı diyarına çevirmektedir." diyen Erbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

İslamofobi endüstrisiyle oluşturulmaya çalışılan korku ve nefret, hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik topyekun bir düşmanlığa dönüşme potansiyeli taşımaktadır. Aklıselim ile önlem alınmazsa huzur ve güvenlik, birlik ve bütünlük açısından daha zor zamanların yaşanması endişesi de açıktır. Aynı dinin, aynı medeniyetin, aynı coğrafyanın, aynı kaderin mensupları olarak, kendi aramızda, ümmet coğrafyasında ve bütün yeryüzünde İslam'ın adalet, ahlak ve merhamet ilkeleri ile bir arada yaşama hukukunu ve ahlakını, bireysel ve toplumsal barışı daha güçlü şekilde tesis etmeye mecburuz.

Müslümanlar kendi aralarında yaşadıkları sorunları, samimiyetle, gerçekçi, derinlikli, yapıcı ve ikna edici bir yöntemle, farklılıklarımızı zenginlik kabul edip bütüncül bir bakış açısıyla ele alarak hep birlikle daha iyi bir geleceği inşa etmelidir. Birlik ve beraberliğimizi zedeleyen, barış ve huzurumuzu bozan, fitne ve tefrikaya sebep olan, suçlayıcı, ötekileştirici her türlü söz, anlayış ve davranıştan bütün Müslümanlar özenle kaçınmalıdır."

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının pek çok misyon ile yakın temas halinde olduğunu, mevcut ilişkileri daha da geliştirmek, muhatabı olduğu kurum ve kuruluşlarla ilişkileri daha üst seviyelere taşımak için büyükelçilerin özel ilgi ve alakasının büyük önem taşıdığını söyledi.

Ramazanın bölge coğrafyasına ve İslam alemine barış, huzur, adalet ve merhamet getirmesini dileyen Başkan Erbaş, Filistin'deki şehitler başta olmak üzere bütün İslam dünyasının yaşadığı acılardan, dertlerden, ıstıraplardan bir an evvel kurtularak huzurlu bayramlara kavuşması temennisinde bulundu.

Programa Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın, Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Vekili Ahmet Algan da katıldı.