Diyanet’in Fetö’nün Din İstismarı Raporu

22 Eylül 2016 Perşembe

15 temmuz darbe girişiminin ardından Fetö yapılanmasını yeniden mercek altına alan Diyanet İşleri Başkanlığı, kapsamlı bir rapor hazırlığında. Raporun, “Fetö-PDY’nin Din İstismarı” bölümü büyük ölçüde tamamlandı. Fetö elebaşının konuşmalarından ve yapılanmanın somut materyallerinden edilen bilgilerle hazırlanan taslakta, Fetö’nün dini istismarlarına dair örnekler yer aldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 temmuz darbe kalkışmasının ardından topladığı olağanüstü din şurası’nın kararlarından biri, Fetullahçı Terör Örgütü’nü yeniden mercek altına alan bir çalışma yapılmasıydı. Fetö elebaşının “sözde” vaazlarının ve örgüt dokümanlarının da incelendiği raporun “Fetö-PDY’nin Din İstismarı” bölümü büyük ölçüde tamamlandı.

“İnsanları Allah Adıyla ve Kuran’ı Kerim’i Tahrif Ederek Kandırdılar.”

Diyanet İşleri Başkanlığının raporunda; "Gülen yapılanması mensuplarının Fetullah Gülen’in, Allah Teâlâ ile doğrudan konuştuğuna inandıkları ve bu sebeple onun sözlerini bütün insanların sözlerinden üstün tuttukları" belirtildi. Oysa “Allah seçtiği peygamberleri dışında hiç bir beşerle doğrudan konuşmamıştır, denildi.

“Elebaşı Gülen, Hz.Muhammed’in Fetö Toplantılarına Katıldı Diyordu.”

Raporda, terör örgütüelebaşı Fetullah Gülen’in Kur'an-ı Kerim’i cemaatin üstüne fırlattığı olaya da atıf yapıldı. 

Raporda, terör örgütünün peygamberimiz Hz. Muhammed’i nasıl istismar ettiğinin örnekleri yer aldı.

“Vaazlarında açıkça dile getirdiğine göre Hazreti Peygamber, İzmir’e gelmekte, cemaatin arasında dolaşmakta ve onları teftiş etmektedir. 06-04-1979 tarihli bir vaazında şöyle demektedir: ‘Birisi şöyle anlatır: bulunduğum yerde Rasul-i Ekrem’i gördüm. Bana dedi ki: ben şimdi teftişe çıktım. Buradan da izmir’e gidiyorum. Bir başkası şunu söyleyecektir: gelip minbere oturdu veya mihrabın dibine oturdu. O cemaatin içinde isbat-ı vücud etti.”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın raporunda, yıllar önce kamuoyunda tepki uyandıran bir olay da hatırlatıldı. Örgütün televizyon kanalında yayınlanan bir dizide Hazreti Peygamber’in ışık huzmesi halinde bir kamyon kasasına bindirilmesinin, dini değerlerin istismarının en açık örneklerinden biri olduğu belirtildi. 

Fetö’nün kullandığı argümanlardan biri ise “beddua kavramı”…

Hazreti Peygamber ve ashabının en zorda kaldığı günlerde müşriklere yaptığı bedduaların, müslümanlara yöneltilmesi dini ilkelerle asla bağdaştırılamaz.

“Din dışı fetvalarla Oruç ve Namaz İbadeti Bile Değiştirildi.” 

Raporun en dikkat çekici maddelerinden biri de fetvaların istismarına dair;

“Örgütten ayrılmamak, tayin edilen yere gitmek, cemaatin belirlediği görevleri yapmak, belirlenen kişiyle evlenmek, sürekli maddi katkı sağlamak, elde ettiği bilgileri abi, abla ya da sözde imama ulaştırmak için talâkı üzerine söz vermek ve diğer ağır yemin şekillerini devreye sokmak, örgüt kanunlarına göre suç sayılan eylemleri cezalandırmak için verilen fetvalar burada örnek olarak zikredilebilir. Hatta İslâm’ın sembolü sayılan temel ibadetlerin ya eda şekilleri değiştirilmiş ya örgütün amacı doğrultusunda içleri boşaltılmış ya da tahrif edilmiştir. Meselâ günde beş vakit olan ve bilinen şekliyle kılınması gereken namazın, ya uygun bir zamanda arka arkaya topluca ya da kalben ima ile kılınabileceği yahut daha sonra kaza edilebileceği; ramazan orucunun bu ay dışında uygun bir zamanda tutulabileceği fetvaları verilebilmiştir.”

Raporun son bölümünde, Fetö’nün çiğnemediği bir dini hüküm, istismar etmediği bir değer kalmadığı vurgulandı.